26 Ağustos 2012 Pazar

Bu işkenceyi çocuklar yapmış!

0 yorum

Bu işkenceyi çocuklar yapmış!

Bu işkenceyi çocuklar yapmış!

Genç ilçesinde, Ramazan Bayramı’nda şeker toplamak için evden çıkan 2 çocuğa işkence yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 3 kişi yaşları küçük olduğu için serbest bırakıldı.

Bingöl’ün Genç İlçesi’nde, bayramın ilk günü mezarlığa şeker toplamaya giden 7 yaşındaki B.Y. ile kuzeni 10 yaşındaki A.Y.’yi kemer ve dikenli çubuklarla dövüp, vücutlarında sigara söndürdükleri iddia edilen 3 şüpheli yakalandı.
Doğanca Köyü’nde yakalanan ve yaşları 12 ile 14 arasında değişen 3 çocuk, çıkarıldıkları mahkemede yaşları küçük olduğu gerekçesiyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Çocukların, kesin yaş tespiti için Adli Tıp Kurumu’na gönderileceği belirtildi.
Çocukların kesin yaş tespitlerinin yapılması için yarın Adli Tıp Kurumuna gönderileceği belirtildi.Bingöl’ün Genç ilçesinde bayramın birinci günü mezarlığa şeker toplamayan giden B.Y. ve kuzeni A.Y.’nin mezarlıkta 3 kişi tarafından dövülüp vucutlarında sigara söndürülmesi ile ilgili soruşturmayı derinleştiren polis, olayı gerçekleştirdikleri iddia edilen 3 çocuğu yakaladı. Amca çocukları oldukları belirlenen Y.T. (14), F.T. (13) ve M.T. (12) Doğanca Köyü’ne bağlı Eskiköy Mezrası’nda gözaltına alarak ilçe emniyet müdürlüğüne getirdi. Burada ifadeleri alınan ve nöbetçi mahkemeye çıkarılan çocuklar, yaşları küçük olduğu gerekçesiyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Devamını oku... →
21 Ağustos 2012 Salı

Şişmanlık Beyni Yavaşlatıyor

0 yorum
Şişmanlık 'beyni yavaşlatıyor'

Şişmanlık 'beyni yavaşlatıyor'

Yapılan son araştırmalara göre obezite beynin performansının düşmesine neden oluyor.

Bilimadamları şişmanlığın dış görünüşü olduğu kadar zekayı da etkilediğini ortaya çıkardı.
Yapılan son araştırmalara göre obezite beynin performansının düşmesine neden oluyor. Bilimadamları henüz bu etkinin kaynağını bulamadı ancak yüksek tansiyon ve kolestrolün bu durumun nedenleri arasında olduğu düşünülüyor.
Obezite'nin bunamayı hızlandırdığı daha önce ortaya çıkartılmıştı.
Neurology adlı dergide yayınlanan araştırma kapsamında 6000 İngiliz'in sağlık durumları on yıldan uzun bir süre boyunca takip edildi.
Araştırmaya katılan 35 ile 55 yaş arasındaki kişiler düzenli olarak hafiza ve idrak testlerine sokuldu.
Metabolizmalarında sağlıksız değişimler olan obez deneklerin idrak testlerinde gösterdikleri başarı diğer deneklere oranla çok daha hızlı düşüşe geçti.

Daha derine inmek

Uzmanlar araştırmalarında sadece deneklerin idrak güçlerine odaklandıklarını ve bunama ile ilgili bir çalışma yapmadıklarını belirtti.
Normal yaşlanma, idrak kabiliyetinin azalması ve bunama arasındaki sınırlar oldukça bulanık.
İdrak kabiliyeti azalan herkes bunamıyor.
Araştırmaya katılanların tamamı sosyal hizmet görevlileri, bu da araştırma sonuçlarının toplumun başka grupları için geçerli olmayabileceği fikrini ortaya çıkartıyor.
İngiltere Alzheimer Araştırmaları Derneği'nden Shirley Cramer ''Henüz obezite ile metabolik düzensizliklerin neden beyin fonksyonlarındaki zayıflama ile bağlantılı olduğunu bilmiyoruz. Ancak toplumdaki obezite oranı hızla artarken bu konuda daha derine inmek şart gibi görünüyor'' dedi.
Cramer sözlerine ''Bu araştırma idrak gücünün azalmasına odaklanmış ancak daha önce yapılan araştırmalar sağlıklı beslenmenin, spor yapmanın, tansiyonu ve kolestrolü kontrol altında tutmanın bunamayı geciktirdiğini ortaya koymuştu. Bunama hastası kişilerin sayısı milyonlara ulaşmışken herkesin tüm hayatı boyunca dikkatli olması gerekiyor'' diyerek devam etti.
Devamını oku... →

Bu Balı Yemek İçin İki Yıl Bekliyen Var.

0 yorum
Bu balı yemek için iki yıl bekleyen var

Bu balı yemek için iki yıl bekleyen var

Elazığ'ın Karakoçan’da arıcılık yapan 53 yaşındaki Süleyman Dönmez, ”bal kayası” adını verdiği sarp kayalıktaki doğal kovanlarda ürettiği balı, zorlu bir yolculuğun ardından müşterilerine sunuyor.

Güncelleme:18 Ağustos 2012 15:05
Doğanoğlu köyünde bal üretebilmek için yoğun emek harcayan Dönmez, sarp kayalıktaki doğal kovanlarda arılarının ürettiği balı alabilmek için her sene bal sağım dönemi halat, iskele ve merdiven yardımıyla yaklaşık 7-8 metre yükseklikteki kayalıklara çıkıyor.
Kayanın iç kısmında bir kovukta bulunan kovandaki arıları dumanla uzaklaştıran Dönmez, balı almak için de titiz bir çalışma yapıyor.
Ayı ve sansar gibi hayvanların almaması için doğal kovan üzerindeki kapağı çıkaran Dönmez, çelik kanca aracılığıyla kovanı çekip balı alıyor.
Dönmez, kovandan aldığı yaklaşık 20 kilo balın kilosunu ortalama 100 liradan satıyor. Baldan satın almak için Dönmez’e en az bir yıl önceden sipariş vermek gerekiyor.
Süleyman Dönmez, AA muhabirine, sarp kayalıkta bal arılarının kovan yaptığı dedesinin 80 yıl önce fark ettiğini söyledi.
Uzun süre dedesinin bölgedeki arıların yaptığı balı aldığını ancak sonraki yıllarda arıların kaybolduğunu anlatan Dönmez, 10 yıl önce de arıların yeniden döndüğünü kaydetti.
Dönmez, şöyle devam etti: ”Oğlum bu kayanın altında yağmur yağarken dinlenmeye gelmişti. Kayadan arı sesi geldiğini duymuş. Bana söyledi. Ben de kalktım, geldim. Baktım hakikaten de arı var. Ama kovanın kapağı yok. Ona göre ölçtüm, bir kapak yaptım, getirdim monte ettim. 10 senedir biz sağıyoruz. Geçen sene de 12 kilo bal çıkardım. Senede sadece bir defa kapısını açıyorum. Hiç öyle ilaç filan kullanmıyorum. Sadece senede bir defa gelip kapısını açıyorum, sağıyorum ve ballarımın müşterisi de hazır.” Dönmez, çevrede başka kayalık bölgelerde de bu şekilde kovanlar olduğunu ancak kayaların çok sarp olması nedeniyle çıkıp bal toplayamadığını belirtti.
-Bal için iki yıl bekledi-
Fransa’da yaşayan Karakoçanlı gurbetçi Hacı Akyol ise balın siparişini iki sene önceden verdiğini, balı bu sene almanın kendisine nasip olduğunu söyledi.
Şeker hastası olduğunu ifade eden Akyol, ”Bu bal tabii, şifalı baldır. Şeker hastası olduğum için organik bal iyidir, fazla şekeri yükseltmiyor” dedi.
Devamını oku... →
18 Ağustos 2012 Cumartesi

Samsa Tatlisi Tarif

0 yorum

 
**SAMSA TATLİSİ**

MALZEMELER:

10 Adet milföy hamuru
1 su bardağı orta incelikte kıyılmış ceviz yada fındık
1 adet yumurta
2 yemek kaşığı şeker

ŞERBETİ İÇİN:3,5 su bardağı şeker
3,5 su bardağı su
yarım limon suyu
YAPILIŞI:Milföylerimizin çözülmesini bekliyoruz.İyice çözüldükten sonra her bir parçayı merdane yardımıyla açıyoruz..Eni ve boyu yaklaşık bir karış olacak şekilde..Cevize yumurta akını ve 2 yemek kaşığı şekeri ilave dip karıştırın.Açtıktan sonra bir kenarına hazırladığımız ceviz içini koyup rulo yapıyoruz..Ruloları iki parmak genişliğinde dilimliyoruz..Bir rulodan altı adet dilimlemeye çalışın..Fırın tepsisine dizelim..Üzerlerine yumurta sarısını sürüp önceden ısıtılmış 180 dereceli fırına verelim..tatlımız pişerken bir tencereye şeker ve suyu alıp şerbetimizi hazırlayalım..Yaklaşık 15 dakika kaynatalım..Limon suyunu sıkıp ocaktan alalım..Fırından çıkardığımız tatlılarımızın üzerine sıcak şerbeti gezdirelim..Kesinlikle hamurlaşmıyor..Tatlı ve şerbet ikiside sıcak olmalı..AFİYET OLSUN..
Devamını oku... →

Şekerpare Tarifi

0 yorum

****SEKERPARE****

MALZEMELER:
 3 adet yumurta(birinin sarısını ayırıyoruz)
1 paket oda sıcaklığında yumuşamış margarin
4 yemek kaşığı şeker
4 yemek kaşığı hindistan cevizi
6 yemek kaşığı irmik
3 yemek kaşığı sıvı yağ
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
3,5 su bardağı un

ŞERBETİ İÇİN: 4 subardağı şeker
4,5 su bardağı su
Mercimek bütüklüğünde limon tuzu veya 1 tatlı kaşığı limon suyu

YAPILIŞI:Öncelikle şeker ve suyu ocağa alıp kaynatalım.Kaynamaya başladıktan 7-8 dakika sonra limon suyu yada limon tuzunu ekleyip bir taşım daha kaynattıktan sonra ocaktan alıp soğumaya bırakalım..Yumuşamış margarini yoğurma kabına alıp un ve kabartma tozu hariç diğer bütün malzemeleri ilave edip karıştıralım..Kabartma tozunu unla karıştırıp yavaş yavaş ilave ederek orta yumuşaklıkta bir hamur yoğuralım..hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıp aşağıda resimde görüldüğü gibi küçük rulo yapıp yağlanmış tepsiye dizelim..Tüm hamuru aynı şekilde hazırladıktan sonra üzerlerine çatalın alt kısmıyla bastırıp yassılaştıralım..üzerlerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış 190-200 derece arasındaki fırına verelim..Altı üstü güzelce kızardıktan sonra fırında alalım..İlk sıcaklığı gittikten sonra üzerine soğumuş şerbeti gezdirelim..Üzerini kapamayın çok yumuşarsa güzel olmaz..üzerini ben cevizle süsledim..Siz ister fındık yada hindistan ceviziyle süsleyebilirsiniz..AFİYET OLSUN....


Devamını oku... →

Tepsi Kadayıfı

0 yorum


**TEPSİ KADAYIFI**

MALZEMELER:

500 gram tel kadayıf
100 gram tereyağı
1 su bardağı veya daha fazla iri kıyılmış ceviz fındıkta olabilir
Ayrıca 50 gram tereyağı üzeri için
2 tatlı kaşığı pekmez

ŞERBETİ İÇİN:
3 su bardağı şeker
4 su bardağı su
bir kaç damla limon suyu

YAPILIŞI:Kadayıfı genişce bir tebsiye alıp didikleyin.Tereyağını eritip kadayıfın üzerine döküp harmanlayın.Fırın tepsisini yağlayın.1 tatlı kaşığı pekmezide sürün.Kadayıfın yarısını döşeyin elinizle iyice bastırın.Üzerine cevizleri veya fındıkları serpin kalan kadayıfıda üzerine yine bastırarak döşeyin.Üzerine 5o gramlık tereyağını minik parçalara kesip aralıklı olarak yerleştirin.Önceden ısıtılmış 180-200 derecelik fırına verin.Nar gibi kızarınca üzerine kalan 1 tatlı kaşığı pekmezi sürüp bir başka tepsiye ters çevirip tekrar fırına verin iyice kızarınca fırından alın ve soğumaya bırakın.Kadayıfımız soğurken şeker ve suyu ocağa alın kaynatın.Ocaktan almadan limon suyunu ekleyin ve soğumuş olan kadayıfın üzerine gezdirin.AFİYET OLSUN......
Devamını oku... →

Cevizli Ev Baklavası Tarifi

0 yorum

**CEVİZLİ EV BAKLAVASI TARİFİ**


 

 **CEVİZLİ EV BAKLAVASI**

MALZEMELER:

  • 1 adet yumurta
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • 1 yemek kaşığı sirke
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 fiske tuz
  • Aldığı kadar un (yumuşak bir hamur olacak)
  • 2 veya 3 su bardağı öğütülmüş ceviz
  • 1 paket margarin veya tereyağı (250 gram)
  • Hamuru açmak için nışasta
ŞERBETİ İÇİN:
  • 3 su bardağı şeker
  • 3,5 su bardağı su
  • 1 çay kaşığı limon suyu
YAPILIŞI: Hamurumuzu yoğurmak için yağ, yumurta,yoğurt ve sirkeyi yoğurma kabına koyalım.Elimizle karıştırıp un ve kabartma tozunu ilave edelim.Unu yavaş yavaş eklersek kıvamı daha iyi anlarız.Hamurumuzu yoğurduktan sonra 40 minik bezeye ayıralım.5-10 dakika dinlendirelim.Her bir bezeyi nışastayla çay tabağı büyüklüğünde açalım.Aralarına nışasta serpelim.Bu şekilde onar  guruplar yapalım.her onlu gurubu nışastayla tepsimizin büyüklüğünde açalım.Yağlanmış tepsimize koyalım ve aralarına ceviz serpelim.Baklava dilimi şeklinde keselim.Üzerine yağımızı eritip gezdirelim ve önceden ısıtılmış fırına verelim.Güzelce kızardıktan sonra çıkarıp soğumasını bekleyelim.Şerbetimizi de şeker ve suyu tencereye koyup kaynamaya başladıktan 10 dakika sonra ocaktan alalım.Almadan önce limon suyumuzu ekleyelim.Baklavamız soğuduktan sonra üzerine ılık şerbeti dökelim.AFİYET OLSUN......


DİĞER TARİFLER İÇİN TIKLAYINIZ... 
Devamını oku... →
16 Ağustos 2012 Perşembe

Bu Kan Grubunda Olanlar Dikkat

0 yorum
Bu kan grubunda olanlar dikkat

Bu kan grubunda olanlar dikkat

ABD'de Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma nadir görülen kan grubunda olanların kalp hastalığı riskinin daha fazla olduğuna işaret ediyor.

ABD'de Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma nadir görülen kan grubunda olanların kalp hastalığı riskinin daha fazla olduğuna işaret ediyor.
20 yıla yayılan ve 90 bin kişiyi kapsayan araştırmaya göre kan grubu AB olanların kalp hastası olma riski en yaygın kan grubu olan 0'dakilere göre yüzde 23 daha fazla. Araştırmaye öncülük eden Prof. Lu Qi, "Kan grubunuzu değiştirmeniz mümkün değil. Ama bu bulgular, doktorların kimin kalp hastalığı riski altında olduğunu anlamasına yardımcı olabilir. Kolesterol ve tansiyon değerleriniz gibi kan grubunuzu bilmeniz de önemli. Eğer risk altında olduğunuzu bilirseniz ona göre daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyebilirsiniz" dedi. Araştırmaya göre kan grubu B olanların 0 grubundakilere göre kalp hastalığı riski yüzde 11 daha fazla. A grubunda olanlarda bu riskin yüzde 5 daha fazla olduğu belirtiliyor. Belli kan gruplarında riskin daha fazla olmasının nedeni bilinmiyor. Ancak A grubunun kötü kolesterolle ilişkili olduğu kaydediliyor. AB grubunun da kalp damarlarına zarar veren inflamasyonla bağlantısı olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, araştırmanın Amerika'da yapıldığını ve bu sonucun tüm etnik gruplar için geçerli olup olmayacağının bilinmediğine dikkat çekiyorlar.
Devamını oku... →

İstanbullulara Kötü Haber

0 yorum


FSM'de bir şerit daha kapanıyor

FSM'de bir şerit daha kapanıyor

Bayramın iki ve üçüncü günü Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde bir şerit daha bakım nedeniyle trafiğe kapatılacak.


Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ndeki bakım ve onarım çalışmaları 10 Temmuzda başlatılmıştı. Çalışmalar nedeniyle trafikte uzun kuyruklar oluşmuş vatandaşlar saatlerce trafik çilesi çekmek zorunda kalmıştı.
20 Ağustos Pazartesi günü saat 00:00’dan itibaren 3 şerit trafiğe kapalı olacak. Kalan 5 şerit ise trafiğin yoğun olduğu istikamette 3 şerit, diğer istikamette ise 2 şerit olacak şekilde trafiğe hizmet verecek. Asfalt çalışmalarının tamamlanmasını takiben 22 Ağustos Çarşamba günü kapatılan 3. şerit tekrar trafiğe açılacak.Alınan bir kararla bayramın ikinci ve üçüncü günü olan 20-21 Ağustos tarihlerinde yapılacak asfalt çalışmaları nedeniyle Edirne istikametinde 1 şerit daha trafiğe kapatılacak.
Haliç Köprüsünde de bu gece 00.00 da metrobüs yolu bakıma alınacak. Metrobüs seferlerinin de bakımı aksamadan tamamlanan şeritten yapılacağı bildirildi.

Devamını oku... →
15 Ağustos 2012 Çarşamba

Evinizdeki ilaçlar tek tek sayılacak

0 yorum

Evinizdeki ilaçlar tek tek sayılacak


SGK, evlere giderek ne kadar ilaç olduğunu, ne kadarının kullanıldığını tespit edecek. Türkiye'de 10 ilaçtan 4'ü çöpe gidiyor..


Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), akılcı ilaç kullanımı konusunda projeler başlatıyor.

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Cem Kılıç'ın verdiği bilgiye göre SGK, ilaç takip sistemi sayesinde ne kadar ilaç kullanıldığını, ne kadarının harcandığını tespit edecek.


İlaç müfettişleri gibi çalışacak anketörler evlere giderek, evde ne kadar ilaç olduğunu, ne kadarının kullanıldığını tespit edecek.

İlacın hangi ortamda saklanması gerektiği, ne şekilde kullanılması gerektiği konusunda SGK bilgilendirme yapacak.

10 İLAÇTAN 4'Ü ÇÖPE

İzmir Eczacılar Odası'nın araştırmasına göre, alınan ilaçların yüzde 36'sı hiç kullanılmadan çöpe gidiyor. Kutu ilaçların da yarısı kullanılıyor, yarısı israf ediliyor.

HARCAMANIN YÜZDE 60'I İLACA

Sağlık harcamalarının yüzde 60'ı ilaç tüketim bedellerinden oluşuyor. Toplam tutar 20 milyar lirayı buluyor. 
 

 

Devamını oku... →

Hangi dizi ne zaman başlayacak?

0 yorum
Hangi dizi ne zaman başlayacak?

2011-2012 sezonundan devam eden birçok dizi projesi var. Peki bu diziler yeni sezonda nasıl bir performans sergileyecekler? Yeni rakipleri karşısında tekrardan zirvede yer alabilecekler mi?

İşte yeni sezon baslangıç tarihleriyle birlikte devam eden diziler:

Hangi dizi ne zaman başlayacak?


 

İlk olarak Kanal D'nin dizileriyle başlayalım.

Kanal D'nin yeni sezonda devam edecek olan 6 tane dizisi var: Arka Sokaklar, Kanıt, Kuzey Güney, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Umutsuz Ev Kadınları ve Yalan Dünya.

Peki bu diziler yeni sezonda eski sezonda olduğu gibi yine başarılı olabilecekler mi?

Arka Sokaklar / 7. Sezon / 3 Eylül 2012 Pazartesi


Erler Film yapımı Arka Sokaklar Kanal D'nin en uzun soluklu dizisi. Dizi 6 sezon boyunca reytinglerde hep başarılı bir performans sergiledi. Dizide ayrılan oyuncular oldu, yeni dahil olanlar oldu ama Arka Sokaklar hep belirli bir seviyede kalmayı başarabildi. Dizi 250 bölüm boyunca Kanal D'yi reytingleriyle hep tatmin etmiş oldu, peki Arka Sokaklar yeni sezonda da kanalını tatmin edebilecek mi? Reytinglerde yine gün birincisi olabilecek mi? Tüm bu soruların cevabını öğrenmek için 3 Eylül'ü beklemek gerek, çünkü Arka Sokaklar yeni maceralarıyla, yeni aksiyon dolu bölümleriyle 3 Eylül Pazartesi sevenleriyle buluşuyor.

Kanıt / 3. Sezon / 10 Eylül 2012 Pazartesi

Kanıt; Yönetmenliğini Cem Sürücü ve Biray Dalkıran'ın üstlendiği ve senaryosunu Ahmet Saatçioğlu'nun yazdığı bir dizidir. Dizi her Pazartesi Kanal D'de ekrana gelmektedir. Kanıt Pazartesi günleri Arka Sokaklar dizisinin ardından, yani PT-2'de yayınlanmaktadır. Dizi bu saat diliminde oldukça basarılı bir performans sergilemektedir. Prof. Dr. Sevil Atasoy'un anlatımlarıyla ekrana gelen dizi gelecek sezonda izleyicileriyle Kanal D ekranlarında buluşacak. Kanıt yeni sezon bölümleriyle 10 Eylül Pazartesi Kanal D'de!

Kuzey Güney / 2. Sezon / Eylül 2012


Sezon finali bölümüyle büyük etki yaratan Kuzey Güney dizisinin ekibi, ikinci sezonu için hazırlıklara başladı. Dizi ilk sezonunda güçlü rakiplerinin karşısında oldukça başarılı sonuçlar elde etmişti. İkinci sezon bölümlerini artık "Aşk-ı Memnu" ve "Fatmagül'ün Suçu Ne?" gibi dizilerin yönetmenliğini üstlenen Hilal Saral yönetecek. Anlayacağınız Kuzey Güney'in ikinci sezonu efsane olacak. Peki Kuzey Güney yeni sezonunda reytinglerini az da olsa yükseltebilecek mi? Bunun cevabını öğrenmek için Eylül'ü bekleyeceğiz. Ay Yapım tarafından çekilen Kuzey Güney'in yeni sezon bölümleri Eylül'de Kanal D'de. Sakın kaçırmayın.

Öyle Bir Geçer Zaman ki / 3. Sezon / 4 Eylül 2012 Salı


D Productions tarafından çekilen ve 3. sezonda büyük değişikliklere uğrayacak olan Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisi ikinci sezonda reyting düşüşü yaşadı. Ama buna rağmen zirveyi hiç kimseye kaptırmadı. Diziye dört önemli karakter veda etti sezon finalinde: Ali Kaptan, Aylin, Kenan ve Nihal. Dizinin yeni sezonunda 'Bahar' rolünde Mine Tugay ve 'Osman' rolünde Gün Koper katılıyor. Bu sezon ekranlara veda etmesi planlanan Öyle Bir Geçer Zaman Ki'nin nasıl bir performans sergileyeceği herkes tarafından merak ediliyor. Öyle Bir Geçer Zaman Ki son sezon bölümleriyle 4 Eylül Salı Kanal D'de.

Umutsuz Ev Kadınları / 2. Sezon / Eylül 2012


Başrollerini Songül Öden, Bennu Yıldırımlar, Ceyda Düvenci, Evrim Solmaz ve Özge Özder'in paylaştığı ve Medyapım'ın yapımcılığını üstlendiği Umutsuz Ev Kadınları dizisi ikinci sezonun hazırlıklarına başladı. Sezonun ilk bölümleriyle çok büyük başarılar elde eden dizi, bu aynı başarıyı sezonun son bölümlerinde elde edemedi. Yeni sezon bölümlerini artık Merve Girgin yönetmeyecek, çünkü kendisi Medyapım'ın bir diğer dizisi "Veda"yı yönetecektir. Umutsuz Ev Kadınları dizisinin yeni sezonunda iki yıl atlama yapacagını da bildirelim. Umutsuz Ev Kadınları yeni sezon bölümleriyle Eylül'de Kanal D ekranlarında!

Yalan Dünya / 2. Sezon / Eylül 2012

Gülse Birsel'in kaleme aldığı, Jale Atabey Özbek'in yönettiği ve D Yapım'ın yapımcılığını üstlendiği Yalan Dünya dizisinin ikinci sezonu büyük bir merakla bekleniyor. Birinci sezonunda bir komedi dizisi olmasına rağmen çok iyi sonuçlar elde eden dizi, bu aynı başarıyı ikinci sezonunda da devam ettirebilecegi şu an tam bir muamma. Çünkü karşısında yine çok güçlü rakipler yer alacaktır. Bekleyip göreceğiz, Yalan Dünya, kahkaha dolu yeni sezon bölümleriyle Eylül'de Kanal D'de!



Gelelim Star Tv'nin dizilerine.. Star Tv'nin eski sezondan devam eden dört dizisi var: Behzat Ç., Bir Erkek Bir Kadın, İffet ve Muhteşem Yüzyıl.

Peki bu dört dizi arasında hangileri gelecek sezon ayakta kalabilecek?


Behzat Ç. / 3. Sezon / 9 Eylül 2012 Pazar


Yeni sezonu 9 Eylül Pazar başlayacak olan Behzat Ç.'nin üçüncü sezonu hayranları tarafından çok merak ediliyor. Üçüncü sezonunda radikal değişikliklere uğrayacak olan Behzat Ç. dizisi, yeni sezonunda da aksiyon dolu bölümleriyle ekranda olacak. Ama eğer Behzat Ç. yeni sezonunda oranlarını yüksetmeyi başaramazsa, Ocak ayını görmeden bitebilir. Benden söylemesi.


Bir Erkek Bir Kadın / 5. Sezon / Eylül 2012


Bir Erkek Bir Kadın, Bando Yapım tarafından yapılıp Star TV'de yayınlanan Türk komedi dizisi. Dizi, temel olarak Zeynep ve Ozan arasındaki ilişki ve yaşadıkları hayat üzerine kurgulanmıştır. 256 bölümü tamamlamış olan dizi, yeni sezon bölümleriyle Eylül ayında tekrardan seyircisiyle buluşacak. Fakat bu bir gerçektir ki; Bir Erkek Bir Kadın yeni sezonda özellikle Total grubunda oranlarını yükseltemezse, dizinin son sezonu olabilir.


İffet / 2. Sezon / 27 Ağustos 2012 Pazartesi


Gold Film Faruk Turgut tarafından hazırlanan ve Star Tv'de yayınlanan İffet dizisinin yeni sezon çekimleri geçtiğimiz hafta başladı. Sezon finaliyle büyük şok yaratan dizi, ikinci sezonunda da adından söz ettirecek gibi gözüküyor. Dizi yeni oyuncu transferleriyle ve yeni hikayesiyle misyonunu tamamlamadıgını gösterecek.

27 Ağustos Pazartesi ikinci sezonunu açacak olan İffet dizisine yeni sezonda başarılar dilerim.

Muhteşem Yüzyıl / 3. Sezon / 12 Eylül 2012 Çarşamba


Yeni sezonunda kadrosuna: Tuncel Kurtiz, Ozan Güven, Cansu Dere ve Pelin Karahan'ı dahil eden Muhteşem Yüzyıl dizisi üçüncü sezonunda adından sıkça söz ettirecek gibi gözüküyor. Star Tv'nin en çok izlenen dizisi ünvanını koruyan Muhteşem Yüzyıl, benim tahminime göre gelecek sezon da Star Tv'nin en çok izlenen dizisi olacaktır. Hatta oranlarını daha da yükselterek, haftalık reyting sıralamasında iki grupta da birinci olarak yer alabilir. Muhteşem Yüzyıl muhteşem yeni sezon bölümleriyle 12 Eylül Çarşamba Star Tv'de!



Ve gelelim son değerlendirmeye; ATV'nin dizileri.

"Dizi atv'de izlenir" sloganıyla dizilerini ekrana taşıyan atv'nin 2011-2012 sezonundan devam eden üç dizisi var: Alemin Kıralı, Hayat Devam Ediyor ve Uçurum.

Ve TNT'den atv'ye transfer olan Kurtlar Vadisi Pusu dizisi var.

Alemin Kıralı / 2. Sezon / Eylül 2012


Süreç Film tarafından çekilen ve Oya Başar, Şafak Sezer, Evrim Akın, Zeynep Gülmez ve Metin Yıldız gibi tecrübeli oyuncuları kadrosunda barındıran "Alemin Kıralı" dizisini gelecek sezon artık Perşembe günleri ekranda göremeyeceğiz, çünkü yerine Kurtlar Vadisi Pusu dizisi gelecek. Bu hamleden sonra Alemin Kıralı dizisi Cumartesi günleri ekrana gelebilir. Alemin Kıralı Eylül'ün ikinci haftasında tekrardan seyiricisiyle buluşacak.


Hayat Devam Ediyor / 2. Sezon / Eylül 2012

Mahsun Kırmızıgül'ün hikayesini yazdıgı ve Cuma günleri atv'de yayınlanan Hayat Devam Ediyor ekibi ikinci sezonun çekimlerine başladı. Yeni sezon tanıtımları yakında yayınlanacak olan dizi, ilk sezonun son haftalarında reytinglerde düşmeye başlamıştı. Bakalım dizi ikinci sezonunda, güçlü rakiplerinin karşısında nasıl bir performans sergileyecek. Hayat Devam Ediyor'un yeni sezonu Eylül ayında atv'de!


Uçurum / 2. Sezon / Eylül 2012


Başrollerini: Lavigna Longhi, Birkan Sokullu, Funda Eryiğit, Erdal Yıldız, Esra Ronabar, Denise Capezza, ve Selçuk Yöntem'in paylaştığı Uçurum dizisinin ikinci sezon hazırlıklarına start verildi. Sezon finaliyle büyük hüzün yaratan dizinin yeni sezon bölümleri hayranları tarafından merak ediliyor. Dizi sosyal medyanın yeni fenomeni olmuş durumda. Gelecek sezon 19. bölümünden itibaren devam edecek olan dizi Eylül ayında tekrardan seyircisiyle buluşacak.


Kurtlar Vadisi Pusu / 7. Sezon / Eylül 2012


TNT'den atv'ye transfer olan ve yeni sezon fragmanlarıyla büyük etki yaratan Kurtlar Vadisi Pusu dizisi yeni sezona iddialı giriyor. Çekimleri bu hafta içerisinde başlayacak olan Kurtlar Vadisi Pusu dizisi dile kolay 10 yıl boyunca ekranda yer aldı. Oyuncu değişiklikleri yaşadı, kanal değişiklikleri yaşadı ama tüm bu değişikliklere rağmen Kurtlar Vadisi Pusu hep seviyesini korumayı başardı. Kurtlar Vadisi Pusu, aksiyon ve heyecan dolu yeni bölümleriyle Eylül'de atv'de!




Devamını oku... →
14 Ağustos 2012 Salı

Vücudundan 87 yumurta çıktı!

0 yorum

Vücudundan 87 yumurta çıktı!

 ABD’nin Florida eyaletinde, boyu 5,5 metreyi bulan ve tam 87 yumurta taşıyan dev bir Birmanya pitonu yakalandı.

 


Güney Asya’ya özgü olan pitonun boyutu ve vücudundan çıkan yumurta sayısı ABD’li vahşi doğa yetkililerini şaşkına çevirdi. 75 kilo ağırlığındaki hayvanın, yaklaşık 35 santim genişliğinde olduğu belirtildi.
Florida Doğal Tarih Müzesi’nden Kenneth Krysko, “Bu yılanı bulmamız, türlerinin vahşi doğada ne kadar kolay yaşadıklarını ve hatta çevreye bir tehdit oluşturduklarını gösteriyor” dedi.

Yetkililerin ilk olarak Mart ayında yakaladıkları ve “Judas Snake” adını verdikleri piton, vücuduna radyo sinyal vericileri yerleştirilmesinin ardından tekrar doğaya salıverilmişti. Bilim insanları, pitonun hareketlerini takibe alarak beslenme alışkanlıkları ve çiftleşme sıklığını gözlemledi. ABD’li yetkililer, egzotik hayvan ticareti sonucu Kuzey Amerika’ya 30 yıl önce getirilen yılanın zehirli olmadığını ancak insanları boğarak öldürebileceğini belirtti.
87 YUMURTA!


ABD’li yetkililerin Nisan ayında tekrar yakaladığı ve incelemek için Doğal Tarih Müzesine getirdikleri dev Birminya pitonunun vücudundan, tam 87 yumurta çıktı. Yılanın karnında da tüyler bulunduğu, tüylerin kuş bilimciler tarafından inceleneceği ifade edildi.
Araştırmacılar, Birmanya pitonunun bugün dünya genelindeki nüfusunun binler ile on binler arasında olduğunu tahmin ediyor. Florida eyaletinin güneyinde artan piton nüfusunun ise evinde beslediği yılanlarını doğaya bırakan insanların neden olduğu düşünülüyor.
Vahşi doğa uzmanı Krysko, “Pitonun ne yediğini ve üreme özelliğine bakarak, Birmanya pitonlarıyla gelecekte nasıl baş edebileceğimizi öğrenebiliriz” dedi. Ntvmsnbc'nin haberine göre Krysko, 25 yıl önce yılanın yakalandığı Everglades Doğa Parkı’nda bir tane Birmanya pitonu bulmanın çok zor olduğunu ancak bugün günde 14 tane yakalayabildiklerini söyledi.
Florida’da yakalanan dev pitonun öncesinde tespit edilen en büyük Birmanya pitonu, 5 metre boyundaydı ve 85 yumurta taşıyordu.

 

Devamını oku... →

Ünlülerin banka hesaplarına dev vurgun

0 yorum

Ünlülerin banka hesaplarına dev vurgun
Ünlü isimlerin ve pek çok işadamının hesaplarında usulsüzlük yapan bazı bankacıların, bu isimler aleyhine toplam 17.5 milyon dolar zarara neden oldukları ileri sürülüyor.

Bir bankanın Levent Özel Bankacılık Şubesi müdürü, bölge müdürü, yardımcısı ve portföy yöneticisi 29 kişi, Fatih-Fulya Terim, Petek Dinçöz, Hıncal Uluç gibi ünlü isimler ve pek çok işadamının hesaplarında usulsüzlük yaparak 17.5 milyon dolar zarara neden olmakla suçlandı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) haklarında rapor düzenleyip imza yetkilerini kaldırdıktan sonra zimmet ve dolandırıcılıktan savcılığa verdiği bankacılar, “vadeli mevduatların vadesinden önce kapatılması, vadesi dolanların yenilenmeyerek vadesizde bırakılması, müşterilerin imzasını taklit ederek spot döviz alım-satımı, vadeli döviz alım-satımı, opsiyon işlemleri ve yasal dayanağı olmayan ücret/komisyon tahsili” gibi usulsüz işlemleri organize şekilde mütemadiyen yapmakla suçlanıyorlar. Bankacıların usulsüz işlemleri “hedef tutturmak ve prim almak” için gerçekleştirdikleri belirtiliyor.

Banka da şikâyetçi


Petek Dinçöz, Can Tanrıyar ve Terim çiftinin aralarında bulunduğu ünlü pek çok müşteri savcılık tarafından çağrılarak ifadeleri alındı, usulsüzlüğün birkaç aydır değil yıllardır yapıldığı ve meblağın büyük olduğu bilgisi üzerine de banka, kendi personelinden şikayetçi oldu. Şüpheli personel hakkındaki ilk suç duyurusunu kendi bankaları yaptı. Suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 29 personel hakkında soruşturma başlatırken bu kez BDDK’nın 5 yeminli murakıbı ilgili bankayla ilgili “usulsüz işlemler hakkında rapor” düzenledi. Raporda şu tespitlere yer verildi:

Hedef tutturmak için

 Mustafa Saffet Ciğerli, Hıncal Uluç, Mehmet Tahir Demirpençe, Petek Dinçöz, Mehire Emine Çizmeci, Centil Levi, Angelo Della Valle, Fulya Adalet Terim-Fatih Terim, Can Tanrıyar, Neşe Tunca, Ümit Nalbantoğlu, Serdar Tunçer, Özge Çekli Öztürk, Oğuz Çekli, Bilge Nurhan Çekli, Ali Bahadır Minibaş, Abdurrahman Erdal Gençdemir, Adbel Sevil, Nadir Nasibov, İlhami Gamgam ve Fbio Pierotti Cei adlı banka müşterilerinin hesaplarından 1 Ocak 2008-22 Ekim 2010 döneminde “vadeli mevduatların vadesinden önce kapatılması, vadesi dolan mevduatların yenilenmeyerek vadesizde bırakılması, spot döviz alım-satım, vadeli döviz alım-satım, opsiyon işlemleri ve yasal dayanağı olmayan ücret/komisyon tahsili” gibi usulsüz işlemlerin organize şekilde mütemadiyen yapıldığı tespit edildi.

Taklit imzayla talimat

 Bu işlemlerin büyük kısmında müşteri talimatının bulunmadığı, bazı müşteri talimatlarının portföy yönetmenleri tarafından imza taklit edilmek suretiyle hazırlandığı (Terim çifti adına yapılan opsiyon işlemleri) ve işlemlerin müşteri bilgisi dahilinde yapıldığına ilişkin belge niteliğinde olan BELBEK raporlarından bazılarının içeriği konusunda müşteriye bir açıklama yapılmadan belge eksiğiniz var denilerek imzalatıldığı tespit edildi.

Müşterinin hesabı böyle eridi

Portföy yönetmeni ETK tarafından Mustafa Saffet Ciğerli’nin hesabı üzerinden yapılan usulsüz işlemler sonucunda hesap bakiyesinin eridiği, müşterinin hesap cüzdanını istemesi üzerine ETK tarafından 2 milyon ve 9 milyon Euro’luk geçici hesap kullanılarak hesapta bakiye yaratıldığı, bu tutarın 4 milyon Euro’luk kısmı ile 7 milyon 744 bin lira alınarak müşterinin lira hesabına alacak kaydedildiği ve müşteriye fiktif (agörünen) olarak oluşturulmuş bakiye üzerinden hesap cüzdanı yazdırılarak verildiği, böylece müşterinin bilgisi dışında yapılan işlemlerden haberdar olmasının engellendiği, geçici hesap işlemleri için Bölge Müdürü MÖ ve yardımcısı EÖ’den onay alındığı tespit edildi. Aynı şubede bazı müşterilerin hesaplarından yapılan usulsüz işlemlerde sıklıkla geçici hesap kullanıldı, bazı müşterilerin hesaplarından yasal ve akdi dayanağı olmayan, bankaca belirlenen tutarın oldukça üzerinde

ücret/komisyon tahsil edildi.

E-posta ihbarı dikkate alınmadı

 Levent şubesinde gerçekleştirilen usulsüz işlemlerin, bankanın operasyon ekibinden FE, BT, LÇU ve EY tarafından muhasebe kayıtlarının oluşturulduğu, FE ve BT’nin Levent şubesindeki usulsüz işlemlerden haberdar olduğu, bu konuda üst makamların bilgilendirilmediği ve usulsüz işlemlerin muhasebeleştirilmesini gerçekleştirdiği, LÇU tarafından 2 Haziran 2010’da, üst pozisyonunda görev yapan GE’ye Levent şubesinde şüpheli işlemlerin yapıldığına yönelik e-posta gönderdiği, GE’nin bu ihbarla ilgilenmediği tespit edildi. Konunun SPK’ya bildirilmesi önerilen raporda, “Ekibimizce inceleme konusu olayın Bankacılık Kanunu’nda belirtilen ‘İşlemlerin kayıt dışı bırakılması ve gerçeğe aykırı muhasebeleştirme’ suçu kapsamında değerlendirilebileceği düşünülmektedir. Personel (29 kişi) hakkında savcılığa suç duyurusu yapılsın” denildi. Adı geçen personelin usulsüz işlemleri sonunda bankanın toplam 16.828.812 dolar zararına neden oldukları, ek şikayet üzerine müşterilere yapılan ödemelerle birlikte bu rakamın 17.556.382 dolara yükseldiği vurgulandı.

Terim, Dinçöz ve Tanrıyar şikâyetçi

 Olay savcılığa yansımadan önce banka avukatları müştekileri tek tek gezip, şikayetçi olmamalarını, zararlarının banka tarafından karşılanacağını bildirdi. Ardından savcılık müştekileri adliyeye ifade için çağırdığında, adliyede onları

yine bankanın avukatları karşıladı ve şikayetçi olmamaları konusunda ricacı oldu. Can Tanrıyar, Petek Dinçöz, Fatih ve Fulya Terim çifti gibi isimler bu karşılamanın ardından savcının verdiği bilgi karşısında şaşkına döndüler. Savcı, yıllardır bu usulsüzlüğün yapıldığını ve rakamın çok büyük olduğunu bildirdi. Bunun üzerine müştekiler bankadan şikayetçi oldular.

BDDK suç duyurusu yaptı

 BDDK, bu rapor üzerine 20 Mart 2012’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Narkotik Suçlar Bürosu’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda işlemlerin banka zararına sebebiyet verdiği için zimmet suçu kapsamında değerlendi-rilebileceği belirtildi. “Güveni kötüye kullanma”,  vadeli mevduatların vadesinden önce bozularak müşterilerin faiz gelirinden mahrumiyetine sebep olma ile herhangi bir akdi ve yasal dayanağı olmadan, hesaplardan ücret-komisyon tahsil etme eylemlerinin “Nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu öne sürüldü. İlgili maddeler 3.5 yıldan, 14 yıla kadar hapis ve 10 bin gün adli para cezası öngörüyor.
Devamını oku... →
13 Ağustos 2012 Pazartesi

Kadir Gecesinin Anlam Ve Önemi

0 yorum
Hayır ve bereketin ne olduğunu gösteren sahuruyla, cömertliği, ikramı ve paylaşmayı öğreten iftarıyla, ibadetin neşe ve coşkusunu bütün topluma yayan teravihiyle, okunan ve dinlenen Kur’an’ın feyziyle, toplumun sosyal yaralarını şifalı elleriyle saran zekât ve fitreleriyle arınma ve yenilenme bilincimizin tazelendiği rahmet ve mağfiret ayı Ramazanın sonuna yaklaşırken bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen Kadir gecesine erişmenin heyecan ve mutluluğunu yaşamaktayız.

Kadir Gecesi, mübarek bir zaman dilimidir. Hak ile batılı birbirinden ayıran ve hidayet rehberi olan Kur'an-ı Kerim bu ayda indirildi.

Gelişiyle birlikte oluşturduğu mânâ iklimiyle gönül dünyamızı ma’mur eden, iç âlemimizi zenginleştiren Kadir gecesi, kâinatın anlamını getiren gecedir.

Kadir gecesi yaratılış bilgisinin ders kitabı ve bütün kainatın ve varoluşun özeti olan Kur’an’ın indirildiği gecedir. Kadir Gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.  Bunun bir değil, birden fazla hikmeti vardır.

Birincisi: Kur'an-ı Kerim'in indirilmesi.

İkincisi: Rahmete ve mağfirete vesile olan bir gecedir.

Üçüncüsü: Bu gecede yeryüzüne o kadar çok melek iner ki, adeta yeryüzü dar bir mekan haline gelir.

Kadir gecesi, Kur’an’ın övdüğü, esenlik ve güvenliğin her tarafa yayıldığı, sema kapılarının açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği kutlu bir gecedir.

Değeri Kur’an’a dayanan bu gecenin değerlendirilmesi, ancak Kur’an’a yönelmekle, onun eşsiz mesajını anlamak ve onun mana ikliminde yol almakla, mümkün olacaktır.

Çünkü Kur’an, insanlığın ufkunda bir ışık gibi yanan ve her dönemde insanların yollarını, kalplerini ve gönüllerini aydınlatmaya devam eden bir meşaledir.

Kur’an insanlığı aydınlatmaya başladığı günden beri ışığından hiç bir şey kaybetmemiş, onun taşıdığı değer ve anlamlar, getirdiği ahlâk ve erdem ilkeleri hep taze ve yeni olarak kalmıştır.

  Ondört asırdan beri okunan Kur’an, aklın ve gönlün şifa kaynağı, ilim ve irfan menbaıdır.

  Kur’an, anlaşılmak ve insanlığa rehber olmak için gönderilmiştir.

  Bu itibarla sadece okumayı öğrenmekle ve okumakla yetinilmeyip içeriğinin de bilinmesi, Kuran’ın ne anlattığının kavranılması, hatta onun kendi hayatımıza da yansıtılması gerekir.

  Diğer kutlu zamanlar gibi Kadir gecesi de, hayatımızın çok hızlı seyreden akışı içinde geçmişimizi değerlendirerek gafletle geçen günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe edip af ve bağışlanma dileme zamanıdır.
  Mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gece, kalplerimizin, duygu ve davranışlarımızın her türlü kötülükten arınması, iyi ve güzel davranışlarımızın çoğalıp kötü davranışlarımızın azalması, dinimiz hakkında sağlıklı ve doğru bilgimizin artması, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için yeni adımlar atma imkanıdır.
  Tövbe, günahla kirlenen ruhumuzu yıkamanın ve yeniden dirilişin ifadesi, dua ise yalnızlaşan insanın sınırsız ve sonsuz kudret sahibi olan Allah’a yakarışı ve ona sığınışıdır.
  Hz. Peygamberin ifadesiyle dua, rahmet kapılarının anahtarı, ibadetin özüdür.
  Allah Resulü, faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah’tan bekleyerek bu geceyi güzel amellerle geçirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı müjdesini vermiştir.
  Bu gece, melekler yeryüzüne inerler. Müslümanların aralarına girerler, haneleri ziyaret ederler.Ancak,içerisinde günahların işlendiği,Allah’ın anılmadığı evlere girmezler.
  Melekler, girdikleri evlerde, hem Allah’ı takdis, tesbih ve tehlil ederek zikrederler. Hemde mü’minlerin yararına sabaha kadar istiğfar ederler.
  Recep ayı ile başlayan, şaban ayı ile artarak devam eden sevap yükselmesi, Ramazan ayında en üst dereceye ulaşır, Kadir gecesinde ise, kendini önceden iyi hazırlamış olan mü’minin tümüyle affına bile vesile olabilir.
  Hatta denebilirki, üç ayların başında niyetini düzeltip, artık ihmal edemiyeceği tam bir İslami hayata başlayan insan, muhtemeldir ki, kadir gecesinde tam bir ilahi affa nail olur, bayramda da hayatına yeni bir beyaz sayfa  açabilir.
  Bu mumkün olabilir mi? Hiç tereddüt etmeyin olur.
  Neden olur? Çünkü rabbimiz kulunun cehennemde azap görmesinden değil, cennette mutlu yaşamasından memnun oluyor. Bunun içinde sebepler hazırlıyor. Bağzı mekanları, zamanları diğerlerinden üstün kılıyor ki, insanlar birazcık kendilerine çeki düzen versinler, yeni bir hamle ve teşebbüsle tekrar dini hayatlarında  aşk, şevk kazanıp ilerlemeye başlasınlar. Yağni cennete girmeye layık hale gelsinler….
  Onun için mübarek üç aylarda, içten gelen samimi tevbe ve istiğfarlarla, daha fazla oruç tutulur, daha fazla namazlar kılınır ve  ramazan ayında bunlara ilaveten fidre,zekat ve sadakalar verilir,ve tümüyle günahlardan kurtulma azim ve gayretine girilir.
  Cenab-ı Hakk’ın rahmet kapılarını açarak kullarını affı mağfiretle rahmetine gark etmek için vesile kıldığı, bu mübarek ay, gün ve gecelerde fırsatı ganimet bilerek, “Benden isteyiniz ki vereyim’’ vadi sübhanisine icabet edelim.
  Bu gece, ibadet ve taat ile, istiğfar ile, peygamberimize salavat getirmekle, kur’an okumakla, dua ve niyazla meşkul olalım.
  İnanalımk ki, biz samimi olursak ALLAH bizim isteklerimizi ihsan buyuracak ve bizleri bağışlıyacaktır. Çünkü bu gece mü’minler için bir kurtuluş ve arınma gecesidir.
  Sakın ola ki, dünyanın gel geç nimetleri bizleri ebedi saadet cennetlerinden alıkoymasın.
  İlahi nimetlerle beslenen varlığımızı günahların zehirli dişlerine parçalatmayalım.
  İman ve ameli saliha sermayemizi şeytanlara kaptrmaktan sakınalım.Alah’ın kapısını kulluk niyazlarımızla çalalım.
  İslamiyet kadar büyük nimet yok kıymetini bilelim. Mühim olan bu nimetin farkına varıp, zevkini tadabilmektir.
  Bu din yaşarsak bizim dinimiz olur. Sahip çıkmazsak onu yaşamazsak o din bizim dinimiz değildir….
  Rasulüllah efendimiz, bu gece şu şekilde dua etmemizi tavsiye etmiştir:“Allahım! Şüphesiz sen affedicisin, affı seversin. Beni affet"
  Pek çok hayır ve bereketi bünyesinde barındıran, manevî haz ve vecdin doruğa ulaştığı bu mübarek gece de, Yüce Allah’ın bizlere bilgi, anlayış ve ihlâs vermesi, ve bizi affetmesi için dua edelim.
  İhtiyaç içerisinde ve zor şartlar altında yaşamını sürdürmek zorunda kalan insanlarımızın maddi ve manevi yardımlarına koşarak sıkıntılarını paylaşmaya, acılarına ortak olmaya çalışalım.
  Bu duygu ve düşüncelerle  hepinizin Kadir gecesini tebrik ediyor ve bu gecenin, insanlığın barış, huzur ve saadetine, bütün müminlerin de affına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
Devamını oku... →

Bir günlük orucun öyle sevabı var ki...

0 yorum
 1-Tuttuğumuz Orucu sadece bir gün tutabilsek yani 30 günlük Ramazan Orucumuzu 1 gün tutmuş olsak bile bunun sevabını okuduğunuzda inanamazsınız belkide.

2- Allah rızâsı için tutulan bir günlük orucun dahi mükâfatının olduğunu, bize şu hadis-i şerif bildirmektedir.


3- Ebû Saîd el-Hudrî’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmaktadır:
“Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi, Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.” (Buhârî, Cihad 36)

4- Bir ibadet olarak Oruç tutmanın sevaplarını saymakla bitmez ve Cennet için Orucun önemi çoktur. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Veda Hutbesinde Müslümanlara Namazlarınızı kılın ve Oruçlarınızı tutun diye buyurmuştur. Demekki Oruç ibadeti bizler için çok önemli.

5- Başka bir hadislerinde de: - “Oruç, nefsinin çektiği yiyecek ve içeceklerden kimi alıkoyarsa, Cenab-ı Hak onu cennet meyvelerinden yedirip, cennet ırmaklarından içirir.” (el-Hündi, Kenzü’l-Ummal, 3/328)

6- “Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır ki oradan sadece oruç tutanlar girebilir.” (İbn Mace, Siyam, 1)


7- “Oruç tutan helâlinden rızkını temin ettiği zaman ahirette hesaba çekilmez.” (el-Hündî, Kenzü’l-Ummal, 3/328)


8- "Oruç tutanın uykusu ibadet, susması ise tesbih sayılır. İyilik ve ibadetlerine kat kat ecir verilir. Duası Allah tarafından kabul edilip günahları affedilir.” (el-Hündî, Kenzü’l-Ummal, 3/327)

9- Oruç, kıyamet günü oruçlu için şefaat edecek, Cenab-ı Hakk’a niyazda bulunup, “Ya Rabbi! Ben onu gündüzleri yiyip içmekten ve zevklerinden alıkoydum. Bunun için onun hakkındaki şefaatimi kabul buyur.” diyecektir. Cenab-ı Hak da orucun bu isteğini kabul edip, oruçluya şefaat etme izni verecektir.” (el-Münziri, et-Tergib, 2/84)

10-Yeminle başlıyor Peygamber SAS Efendimiz. (Vellezî nefsî biyedih) “Canım kudreti elinde olan Rabbime, Allah-u Teàlâ Hazretlerine yemin olsun ki…” Allah’a böyle yemin ediyor

11-“Nefsim elinde olan Allah’a” demenin mânâsı ne?.. Yâni, “Dilerse hayatımı sürdürür, dilerse sona erdirir. İsterse yaşatır, isterse öldürür, isterse hayra sevkeder. Her şey Cenàb-ı Hakk’ın kudretinin elinde olduğu için, (vellezî nefsî biyedihi) diye böyle bu tarzda yemini çok yapardı.

12- Şu canımın, nefsimin elinde olduğu Allah’a, olan rabbıma yemin ederim ki, (ve halûfu femis-saim) oruçlunun ağzının okusu…” Çirkin bir kokudur o. Ağzı aç kalınca insanın tabii biraz koku yapar. (Atyebu indallàhi min rîhil-misk) “Ama bu ağız kokusu, Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin nazarında, ind-i ilâhisinde,misk kokusundan bile daha hoştur.”

13-Evet dünya gözüyle, maddi gözle insanın keyfine, zevkine, bakışına göre kokladığı zaman hoşuna gitmeyen bir kokudur oruçlunun, aç bir insanın nefesinin kokması, ağzının kokması… Ama Allah indinde misk kokusundan daha makbuldür. Çünkü Allah için yemeğini yemedi. Açlığı Allah için…

14-Yekulullàhu azze ve celle) “Çok aziz ve pek celil olan Allah-u Teàlâ Hazretleri der ki: (İnnemâ yezeru şehvetehû ve taàmehû şerâbehû) “Bu kulun şehvetini, yemek yemesini ve su içmesini terkediyor; (lieclî) benim rızam için, benim için terkediyor.” Onun için Allah seviyor.

15-Demek ki; ibadetin kapısı, girişi oruçtur, Cenâb-ı Hakk’a güzel kul olmanın yolu budur. Onun için, orucu bir ay Cenâb-ı Hak mü’minlere farz kılmıştır. Çok güzel bir mevsim oluyor bu. Bir ay oruç tutarak bu değişik havaya girmek; insanın nefsinin islâhı ve ibadetlerinin makbul olması ve büyük sevaplar kazanması; mânevî bakımdan terakkî etmesi, ıslâh olması, şöyle kendisini süzmesi, sâfileştirmesi bakımından çok güzel, uzun bir eğitim zamanı oluyor. 29 veya 30 gün.

17-Arabî ayların tabii bazen 29, bazen 30 olmasına göre, bir hilalin görünmesinden başlanıyor; o akşam teravih kılınıp sahura kalkılıyor. Bir ay devam ediliyor. Akşam güneş battıktan sonra tekrar nev hilâlin, yeni hilâlin görünmesi üzerine artık Ramazanın bittiği anlaşılıyor, ondan sonraki ayın, Şevval ayının başladığı anlaşılıyor.

18-Böyle iki hilalin görünmesi arasındaki zaman bazen 29 olur, bazen 30 olur. Çünkü ayın dünya etrafındaki dönüşü 29.5 gündür. Bu buçuk bazen bir tarafa eklenir, bazen öbür tarafa eklenir. Öbür tarafa eklendiği zaman bu taraf 29 kalır, eklenen kısım 30 olur, mesele bu. İntizamsızlık gibi görünen bu durum, ayın dünyanın etrafındaki dönüşünün tam 30 günde olmayıp 29.5 gün olmasındandır.

19-Sabahdan akşama sözüne, hareketine dikkat edeceksin, neyle meşgul olduğunu gözleyeceksin, azalarını günahlardan koruyacaksın. Haramlardan kendini şiddetli bir şekilde hıfzedeceksin ki, o zaman içine girdiğin ibadet aleminde yaptığın güzel şeylerle orucun kıymetlensin ve senin afv u mağfiretine sebep olsun.

20-Kulun cennetlik olmasına, bütün günahlarının afv u mağfiret olmasına sebep olur.

Keyftr.blogspot.com
Devamını oku... →

Yol ortasında eşini döverek hastanelik etti

0 yorum

Kayseri’de bir kişi yol ortasında eşini döverek hastanelik etti. Edinilen bilgiye göre Melikgazi ilçesine bağlı İldem semti yolu üzerinde evden uzaklaştırma kararı olduğu öğrenilen A.B.’nin 39 yaşındaki eşi H.N.B.’ye refüjde şiddet uyguladı. Çevredeki vatandaşlar eşine yol ortasında şiddet uygulayan A.B.’yi sadece seyretmekle yetindi.






 



Bazı vatandaşların 155’i araması sonrasında olay yerine gelen polis ekiplerinin engelleyebildiği A.B. gözaltına alınırken, yaralanan H.N.B. yaşanan şiddete tanıklık eden küçük kızı ile birlikte ambulansa konularak Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.

Yetkililer, olayla ilgili olarak soruşturmanın başlatıldığını bildirdi.
Devamını oku... →
12 Ağustos 2012 Pazar

Mümin fedakâr olmalı

0 yorum
Tarihin siciline kaydolacak önemli, ama en önemli anlardan birini sahabe şöyle anlatıyor: "Kıtlık yıllarıydı. Sıdık-ı Ekber'in dönemiydi. Allah Resulü'nün vefatından sonra Sıdık-ı Ekber'in halifelik yılları...Medine'ye develer geldi. Hz. Osman'ın (r.a.) kervanıydı bu. Yüzlerce deve. Halk açtı...Tüccarlar, hemen Hz. Osman'a geldiler, dediler ki: "Bu develeri üzerindeki yüklerle beraber bize satar mısın?" Üzerindeki malı biraz pahalıya satıp para kazanacaklardı. Halk kıtlıktaydı ya. Hz. Osman dedi ki: "Bunun fiyatı çok fazladır!" Sordular: "Ne kadardır?" Hz. Osman cevapladı: "Şu kadar..." Diyorlardı ki: "Yüzde yüz kâr veriyoruz." Hz. Osman diyordu ki: "Daha fazla veren var." İkinci gündü. Yine Hz. Osman'ın kapısındaydılar... "Şu develeri indir de bize sat..." diyorlardı. Hz. Osman diyordu ki: "Ne kadar vereceksiniz?" "Yüzde şu kadar" diyorlar, fiyat artırıyorlardı. Hz. Osman (r.a.) diyordu ki: "Daha çok veren var, size satamam!" Nihayet tüccarlar Hz. Ebu Bekir'e (r.a.) gittiler: "Osman pazarı kızıştırıyor. Çok para istiyor. Biz bu malları alıp ticaret yapmak istiyoruz. Hem kazanacağız, hem halkı doyuracağız. Ama o, daha çok veren var diyor. Biz öğrenmek istiyoruz nedir bu işin sırrı?"

DAHA ÇOK VEREN VAR
Sıdık-ı Ekber, Osman'ı çağırıyordu, sevgili dostunu: "Osman! Senin malını almak istiyorlar, satmıyormuşsun... "Doğru" diyordu Hz. Osman. Hz. Ebu Bekir (r.a.): "Malına kat kat kâr veriyorlar, niye satmıyorsun" deyince, Hz. Osman (r.a) diyordu ki: "Ey Allah Resulü'nün Halifesi! Daha çok veren var!" Sıdık-ı Ekber hayret ediyor, gülümsüyordu: "Kim bu daha çok veren?.." Hz. Osman ayağa kalkıyor ve diyordu ki: "Daha çok veren Allah var, Allah veriyor!" Sonra devam ediyordu: "Ben bütün malımı Allah için hibe ediyorum. Ey müminlerin Halifesi! Al binlerce deveyi, Allah için fakirlere dağıt. Benim hesabım Allah içindi..." Osman olmak, fedakârlıkta bulunmak, feda etmek, her şeyden vazgeçmek, vazgeçebilmek...
***
Büyük gönüllülerin hayatlarından bir demet
Fudayl bin İyad'a sorarlar. Derler ki; "Biri bize Allah'ı seviyor musun derse ne diyelim?" Fudayl şöyle der: "Sana böyle ağır bir soru sorarlarsa susmayı tercih et. Çünkü bu öyle bir sorudur ki, evet dersen halin evet diyenlerin haline benzemez. Doğru söylememiş olursun. Evet diyenler böyle mi yaşar? O zaman sen iki yüzlü bir münafık olursun. Ve sakın 'hayır' deme. Çünkü hayır dersen dinden çıkarsın." Büyüklerden biri ölümüne yakın bir zamanda arkadaşına şöyle der: "Arkadaşım, ölümüm yakındır. Bunu hissediyorum. Halim ise çok kötüdür. Mahçubum. Yüzüm kara. Rabbin huzuruna varacak ibadetim yok. Senden istediğim ise şudur; Ben ölünce ve yıkanıp kefenlenince boynuma, el ve ayaklarıma zincir vur. Ve beni kıbleye çevir. Mezara boynu zincirli halde koy. Beni mezara öylece koy ki, belki benim bu perişan halimi gören Yüce Rabbim bana cömert davranır. Belki beni affeder." Aradan birkaç gün geçer ve dostu gerçekten de vefat eder. Ertesi gün kefenlenip gömülecektir. Dostu kara kara düşünür. Onu nasıl zincirleyecek? Onu el ve ayakları zincirlenmiş halde kabre nasıl koyacak? Tam bunları düşünürken uykuya dalar, rüya görür. Rüyada kendisine meçhul bir ses şöyle der: "Sakın arkadaşını zincirleyip mezara koyma. Bizim yücelttiğimizi sakın aşağılama. Sakın." Uyanır. Mesajı almıştır. Anlamıştır ki, Rabbi o zatı çoktan affetmiştir.

KABRE GİRİNCE NE DİYECEKSİN?
Yüce Allah'ı kalbiyle bilenlerden birine sorulur; "Mezara girdiğinde Münker ve Nekir gelip soru soracaklar. Sen ne diyeceksin?" Yüce Rabbin dostu şöyle cevap verir: "Ben meleklere diyeceğim ki, Rabbim beni ruh aleminde yarattığında 'Elestu bi Rabbikum - ben Rabbiniz değil miyim?' diye sormuştu. Ben o gün, 'Evet ya Rabbim sen Rabbimizsin' demiştim. O gün Yüce Allah'a bu cevabı veren ben, siz meleklere mi cevap veremeyeceğim?" Çağının büyük sadıklarından birisi olan Rabia El-Adeviye birgün şöyle der: "Allah'ım! Eğer cehennem korkusuyla ibadet ediyorsam beni cehennem ateşinde yak. Eğer sırf cennet için ibadet ediyorsam beni cennetinden mahrum et. Yok eğer sırf senin rızan için ibadet ediyorsam o zaman ey sevdiğim beni kendinden mahrum etme."

***
BÜYÜKLERİN DUALARI
Hz. Ali'nin Cenazeyi Kabre Koyduktan Sonraki Duası: Allah'ım! Bu adam senin kulundur ve iki kulunun oğludur. Sana misafir gelmiştir. Sen ise misafir kabul edenlerin en cömertisin. Onun kabrini genişlet ve günahlarını bağışla. Zira biz onu iyi biliyoruz. Bununla beraber sen onu bizden daha iyi bilirsin. Senden başka ilah bulunmadığına, Muhammed'in (s.a.v.) kulun ve Resulün olduğuna şahitlik ederdi.

***
Soru-cevap
1:İslam'da kadın ve erkekler her konuda eşitler midir?
Dinimizde erkeğe tanınmış bulunan temel hak ve hürriyetler, kadına da aynı şekilde tanınmıştır. Maddi ve manevi varlığını koruyup geliştirme; kişi güvenliği ve hürriyeti, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyeti, yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunmada bulunma hürriyeti, mülkiyet ve tasarruf hakkı, mesken dokunulmazlığı, onur ve şerefin korunması, evlenme ve aile tesisi hakkı, özel hayatın gizliliği, geçim garantisi gibi temel haklarda kadın ve erkek arasında İslami açıdan hiçbir fark yoktur.

2 :Amelim eksik ve ibadetlerim az. Bu hal imanımın azlığına mı işaret eder?
Bazı âlimler amel imandan bir parçadır derler. İbadetin azlığı imanın azlığına işaret eder derler. Ama kabul gören anlayışa göre ibadet imandan bir parça değildir. Amelin azlığı, imanın azlığına değil, zayıflığına işaret ediyor olabilir. İmanımız güçlü olursa amelimiz de daha düzgün olabilir.

3: Namazlarda 'tadil-i erkân' farzdır diye bir şey duydum. Açıklar mısınız?
'Tadil-i erkân' demek namazlardaki secde, kıyam, rükû, itidal gibi rükünleri yerli yerinde ve düzenli yapmak demektir. Mesela: Rükûdan doğrulduktan sonra bir süre ayakta bekleme (kavme) gibi durumlar tadil-i erkândan sayılır. Buna dikkat etmeden namaz kılan, namazdan hırsızlık yapana benzetilir. Üç mezhebe göre (Maliki-Şafii-Hanbelî) farzdır. Hanefilere göre ise vaciptir.
Devamını oku... →
11 Ağustos 2012 Cumartesi

Dünyayı Şok Eden Hastalık

0 yorum
Dünyayı şok eden hastalık
ABD’de alerjik bir reaksiyon geçirdikten sonra vücudunda tüy yerine tırnak çıkmaya başlayan üniversite öğrencisi doktorları şaşırttı.


 Öğrencinin ailesi, teşhis konamayan hastalık yüzünden iflasın eşiğine geldi. ABD’nin Memphis şehrinde yaşayan Shanyna Isom üç yıl önce bir alerjik reaksiyon geçirdi. Doktorlar tüm vücudundaki tüylerin yerine tırnak çıkmaya başlayan üniversite öğrencisinin durumuna çare bulamıyor.

Isom’un vücudu, 2009 yılında geçirdiği astım krizi sonucunda aldığı kortizon ilacının ardından kaşınmaya başladı







Kaşıntılarla birlikte vücudunun her yerinde siyah şişlikler çıkan 28 yaşındaki Isom bir süre sonra kıl keselerinden tüy yerine tırnak çıktığını fark etti.

Isom’un hastalığına çare bulamayan doktorlar dünyada ilk kez görülen bu hastalık tipini çözmeye çalışırken Isom yaşadıklarını İngiliz Daily Mail gazetesine anlattı.

Tedavi için çok para harcadıklarını ve ailesinin maddi olarak çok zor durumda olduğunu söyleyen üniversite öğrencisi sözlerine şöyle devam etti:

“Tüylerin yerine çıkan tırnaklar cildimin nefes almasını engelliyor. İlk başta ayağa bile kalkamıyordum fakat şimdi yardımla yürüyebiliyorum.

Ailem masraflarımı ödemek için çok borca girdi. Sanırım dünyada böyle bir hastalığa sahip tek kişi benim”.







Devamını oku... →

Bu olay Ankara'nın göbeğinde yaşandı

0 yorum
 Bu olay Ankara'nın göbeğinde yaşandı
Ankara'da bulunan bir alışveriş merkezinin otoparkında sevgili oldukları öğrenilen çiftin kavgası saniye saniye kameralara yansıdı
Çevredekilere aldırış etmeden birbirilerine tekme ve tokat atan çifti olay yerine gelen polis ekipleri ayırdı.





İŞTE O GÖRÜNTÜLER (VİDEO)

Akköprü'deki bir alışveriş merkezinin otoparkında oturan ve sevgili oldukları öğrenilen çift tartışmaya başladı. Daha sonra çift birbirlerine tekme ve tokat atarak kavga etti. Çevredekilere aldırış etmeden kavga etmeye devam eden çifti olay yerine gelen polis ekipleri ayırdı. Çiftin kavgası kameralar tarafından saniye saniye görüntülendi.

Devamını oku... →
10 Ağustos 2012 Cuma

Sapık öğretmen bakın nerede yakalandı

0 yorum


Söğütlü ilçesindeki bir ilköğretim okulunda öğretmenlik yaptığı dönemde, cinsel istismarda bulunduğu 14 yaşındaki öğrencisini 17 Nisan'da kaçıran Mesut T. (34), jandarma tarafından yakalandı. Hakkında tutuklama kararı bulunan öğretmen ve kaçırdığı öğrencisinin Düzce'de bir evde saklandıkları ihbarını alan jandarma, savcılık izniyle evde arama yaptı.
Aranan kişileri evde bulamayan jandarma, Mesut T.'nin öğrencisi ile birlikte baskından bir süre önce ayrılarak Sakarya'nın Kocaali ilçesine bağlı Kestanepınarı köyündeki bir yakınının evine gittiğini belirledi. Bunun üzerine köy evine baskın düzenleyen jandarma, Mesut T. ve kaçırdığı kızı yakaladı. Gözaltına alınan Mesut T., jandarmadaki sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi.
HASTANENİN BAHÇESİNDEN KAÇIRMIŞTI
4 Mart'ta 14 yaşındaki kız öğrencisini alıkoyup cinsel istismarda bulunduğu ileri sürülen Mesut T., olayın ortaya çıkması üzerine kaçmıştı. 24 Mart'ta Sakarya Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında tutuklama kararı çıkartılan ve öğretmenlikten atılan Mesut T., cinsel istismarda bulunduğu öğrencisini, ailesiyle birlikte tedaviye geldiği Toyotasa Acil Yardım Hastanesi'nin bahçesinden kaçırmıştı. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, kaçırma olayı ile ilgili başlattığı soruşturmada, öğretmenin ağabeyi A.T., yengesi G.A. ile arkadaşları İ.İ. ve S.T., 'cinsel istismar' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarına yardım ettikleri iddiasıyla tutuklanmıştı.
Mesut. T. hakkında, 'cinsel istismar' ve 'hürriyetten yoksun kılma' suçlamasıyla Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. İstismara uğradığı iddia edilen öğrencinin, Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde yapılan muayenesinde, ruh ve beden sağlığının bozulduğu yönünde rapor verilmişti.




Devamını oku... →
Blogger tarafından desteklenmektedir.